YKS’ye hazırlanmaya ne zaman başlamalıyım?
11’den 12.sınıfa geçen bir öğrencinin aklında bir çok soru var:
- Acaba çalışmaya ne zaman başlasam?
- Hangi konulardan başlasam?
- Yaz tatilimi neye ayırsam?
- Neleri sene içinde halletmeye çalışsam?
- Konuları yetiştirebilecek miyim?
- Geri kalacak mıyım? Ve daha fazlası…
Bugün kendi deneyimlerimden yola çıkarak size yardımcı olmaya çalışacağım.
“Bu sene yoruldunuz, biraz dinlenin öyle başlarsınız.”
Sınav temposuna başlama zamanı 11.sınıfta epey kafa karıştırıcı bir konudur, sene içinde birkaç ufak şey halledilse bile tam bir düzene oturtmak için herkesin koyduğu bir başlangıç tarihi vardır. Okulları sona eren 11’ler bir süre dinlenmekle dinlenmemek arasında gidip gelirler. Çok da popüler bir laf vardır, “Bu sene yoruldunuz, biraz dinlenin öyle başlarsınız.” diye.
Bu noktada kendinizi tanımak çok önemli. Eğer gerçekten yaptığınız uzun dönemli işlerden sonra molaya ihtiyaç duyuyorsanız tabii ki biraz dinlenmek problem değildir.
- Ama verdiğiniz molalardan sonra %100’ünüzü verebilecek kadar motive oluyor musunuz?
- Yoksa sırf başlamaktan kaygılandığınız için mi bu molayı veriyorsunuz?
Eğer 2. soruya evet cevabını veriyorsanız, o zaman sadece “başlamamış” olmanın sizi daha çok gereceği bu dinlenme süresini kendinize tanımamanız daha yardımcı olacaktır.
- Değinilmesi gereken başka bir nokta da yaz tatili bittiğinde insanların sizden önde olduğunu düşünme hissiyatı sizi olumsuz etkileyecek mi?
Geriye dönüp “Evet, elimdeki tüm zamanı doğru bir şekilde kullandım.” diyebilmek bu noktada moral açısından daha iyi bir destek sunar, etrafınızdakilerden geri kalmış olsanız bile. Aynı şekilde erkenden başlayıp konularda öne geçtiğinizi hissetmeniz de itekleyici bir güç olarak yaz tatili boyunca sizi çalışmaya teşvik eder.
İlk adımı atmak önemli
Bu konuyu da gözünüzde çok büyütmeyin çünkü bir kez başladıktan sonra her şey ipek söküğü gibi gelecek zaten, ilk adımı atma cesaretini gösterin ve bu fikrinize sadık kalın!
İkinci önemli nokta ise plan yapmak. Herkes detaylı bir şekilde plan yapmaktan hoşlanmayabilir ve bazen uyamadığımız planlar bizi demoralize edebilir fakat bir yola çıkmadan önce hangi yollardan gideceğinizi bilmeniz hem özgüveninizi arttırır hem de yol sürecinde duraksamalar ve kafa karışıklıkları yaşamanızı engeller. Bugün ne çalıştığınızı biliyor olabilirsiniz ama yarın ne çalışmanız gerektiğini bilmezseniz bugünün işleri yarının da işleri olur, bir hafta sonra da aynı şeylerle meşgul olmaya devam edersiniz.
Plan yapın ve korkmayın
En başlarda çok saçma olabilir, düzensiz olabilir, anlamsız olabilir, yapılmayacak kadar zor da olabilir, olması gerekenden kolay da olabilir. Bu zaten zamanla oturacaktır ve oturduğunda neye ne kadar zaman harcamanız gerektiğini bilerek çalışmaya başlarsınız böylelikle de hiçbir şeye gereğinden az ya da fazla zaman harcamamış olursunuz, akıllıca olanı budur.
Ne olursa olsun o masaya her gün oturun
Üçüncü değinmek istediğim nokta, sevgili 11’ler : Bu yazın en büyük misyonu kendinizde çalışma prensibi oluşturmaktır! Bu prensibi oluşturmanın en güzel yollarından biri plan yapmak olduğu gibi düzenli çalışmaktır. Herkes bu sınav temposuna çok hızlı bir şekilde girme niyetinde olsa da herkes aynı tempoda devam etmeyi başaramıyor. O yüzden başlarken kendinize her gün çalışma sözü vermeyi unutmayın.
Ne olursa olsun o masaya her gün oturacak bir motivasyon sağlamalısınız. Birinci gün çalıştınız, ikinci gün çalıştınız, üçüncü gün çalıştınız… Devam edin ve bu zinciri kırmayın. Böylelikle ders çalışmanızı olumsuz etkileyecek durumlar geliştiğinde bile onu tolere edecek kadar çalışmış olursunuz.
“Ben bu motivasyonu instagramda bir study blog açarak ve ders çalışan insanları takip ederek sağlamıştım, sizin çalışmadığınız anlarda da insanların çalıştığını görmek o masaya oturmanız için itici bir güç oluşturabilir.”
Kaynak takıntısını geride bırakın
Dördüncü önemli nokta ise “kaynak takıntısı” olacak. Ben de bu süreçten geçtim ve piyasadaki her kitabın içini dışını öğrendiğim araştırma süreci atlattım. Kaynaklarınızı tabii ki araştırarak alın, kimden konu dinleyeceğinizi eleyerek seçin çünkü onlar bu süreçte sizin yol göstericiniz olacak. Ama bu konuda fazla ileri gitmeyin.
Örneğin: “O bunu çözüyormuş daha iyiymiş.”, “Şu kitabı aldım ama diğerini alsam daha iyi olurmuş.”, “O zor kaynak çözüyormuş benimki kolay… Ben de ondan alayım o zaman.”
Hiçbir kitap yoktur ki tek başına sınavı kazandırma yeteneği olsun. O ne çözüyor, bu ne çözüyor, ben ondan çözmüyorum diye diye sonunda kafayı yeme noktasına gelebilirsiniz. Bu aynı zamanda çözmeyeceğinizden fazla kaynak almanıza ve kitaplar arasında boğulmanıza da sebebiyet verebilir.
6 tane kitap alıp her birinden “Sayılar” konusunu, ilk konu olduğu için bu örneği veriyorum, çözmeye uğraşmayın. Abartırsanız işlerin saçmalamaya başlaması muhtemel, birkaç kitap alıp onları hakkıyla çözün ve etrafınızdakilerin çözdükleri ile değil kendi kitabınızdakilerle meşgul olun.
Sizin seviyeniz ile başkasının seviyesi farklı olabileceği gibi, “o şunu çözüyor” dediğiniz insanın o kitabı ne kadar hakkıyla çözdüğünü de bilmeniz mümkün değil. Bu gibi aldanmalar “yetersizlik” hissi yaratabilir. Herkesin anlama ve algılama yapılarının bir diğerinden farklı olduğunu unutmayın ve lütfen “kaynak takıntısı”nı geride bırakın. Kitaplar hep var hep de olacak, siz onlardan alabileceğiniz maksimum verimi almaya bakın.
Deneme Çözme Taktikleri | Başarılı Öğrencinin Test Çözme Rehberi
Ben bu davranışların büyük bir bölümünü baştan uygulayarak, kalan kısmını da sonradan tecrübelerimden ders çıkararak edindim. Kaygılarınız olması çok normal, sadece 1 yılda dünyaların bile değişeceğini unutmayın ve başlamaktan korkmayın! Sevgiler.
Çok güzel bi anlatım olmuş çok sağolun melike sezerle canlı canlı konuşabilmeyi ve aklımı kurcalıyan tüm soruları sormak isterdim doğrusu çünkü o kadar güzel bi şekilde anlatmışki yaşadğımız şeyleri ve bir 11 olarak bu yeni durum(corona) çok tuhaf oldu bizim için ve birçok soruyu beraberinde getirdi umarım bunun içinde bir yazı sunulur.İyi çalışmalar
@dailyofmelx hesabına sorularını sorarsan canlı olarak yanıtlayabilirim! 🙂