Filmi kısaca bir özetlemek gerekirse: akademik olarak başarılı bir İngiliz Ortodoks lisesinde gerçekleşen olaylar; öğrencilerin lisenin tutucu, katı kuralları ve aileleri arasındaki sıkışmalarını anlatıyor. Bu süreçte ise yeni İngilizce öğretmeni olan Robin Williams’ın canlandırdığı John Keating tüm hikayeyi değiştiriyor. Edebiyatın, sanatın, eğitimin ne olduğuna ilişkin çok ciddi mesajlar barındırdığını düşündüğüm bu film, aynı zamanda 4 dalda Oscar’a aday olmuş ve en iyi senaryo ödülünü kazanmıştır.
İlk olarak filme ilişkin söylemek istediğim bir başka şey ise bu filmin isminin önceden çokça bilinmesi fakat bir şekilde pek fazla izlenilen filmlerden biri olmaması. Bence temel sebebi şu, filmin bıraktığı etki dışarı vurmakta güçlük çektiğimiz şeyleri anlattığından, bu filmden çokça bahsediyoruz ancak onun ağır yapısı, ana akım filmlerinden uzak temposu insanları bu filmi izlemekten alıkoyuyor ve yine bana kalırsa bu ikisi arasında da oldukça ciddi bir bağıntı var. Eğer filmi izlemediyseniz, “ne diyorsun yahu?” diyebilirsiniz ancak “spoiler” vermeden film hakkındaki görüşlerimi anlatmam çok güç.
Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim, eğitim ve öğretim meselesini çok az bir süre dahi olsa kafasına takmış birisinin mutlaka ama mutlaka izlemesi gerektiği hatta izlemek zorunda olduğunu düşündüğüm filmdir Ölü Ozanlar Derneği.
Diğer film tavsiyelerimize buradan ulaşabilirsiniz.