Merhabalar, bu yazıda sizlere daha çok taze deneyimlediğim yatay geçiş sürecimden bahsedeceğim. Fakat bu süreci daha iyi kavrayabilmeniz adına değinmem gereken birkaç nokta var.
Bir insan neden yatay geçiş yapar?
Yatay geçiş yapan her öğrencinin kendince sebepleri olabilir. Bölümü sevmemek, okulunu sevmemek, gelecekle ilgili planların zamanla değişmiş olması ve daha birçok şey… Peki, ben neden yatay geçiş yaptım? Bölümümü sevmiyor muydum, hayır. Sınava hazırlanırken hedefim olan bölümdeydim. Okulu sevmiyor muydum, hayır. Galatasaray Üniversitesiyle ilgili hiçbir problemim yoktu. Hatta okulu Türkiye’deki diğer okullardan ayıran birçok avantajı olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim. Gelecekle ilgili planlarım da değişmedi. O zaman neden yatay geçiş yaptım ben?
Nerede mutlu olacağını bilmek:
Öncelikle 2018 YKS Eşit Ağırlık adaylarından birisiydim ve ne mutlu ki üniversite sınavı bilincini 11.sınıfa giderken biraz da olsa kazanabilmiştim. 11. sınıftayken lisemin düzenlediği İstanbul gezisine katıldım ve bu gezinin sonunda artık Boğaziçili olmak istediğimi biliyordum. Bu gezinin hatırası olan Boğaziçi’nin küçük bir illüstrasyon haritası sınava girdiğim güne dek yatağımın karşısında asılıydı ve her gece onunla uyuyup her sabaha onunla uyandım. O haritayı o dolaptan çıkarttığım gün gerçekten çok ama çok kötü bir gündü benim için. Üniversite sınavına hazırlanırken kurduğum tek bir hayalde Boğaziçi’nden başka bir yerde görmüyordum kendimi. Anlayacağınız, ben kendimi evde hissedebildiğim yeri bulmuştum.
Galatasaray İşletme kazanmak:
2018 YKS’de EA Türkiye 1332.si oldum ve sonuç benim için gayet tatmin ediciydi. Boğaziçi’nde okumak istediğim İşletme ve Ekonomi bölümlerinin önceki senelerdeki sıralamalarına göre hayli hayli Boğaziçi’ni kazanabileceğime inanıyordum. Tercih listemi yaptığımda ilk 3 tercihim Boğaziçi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin bölümleriydi ve bundan sonraki tercihlerimi çok bilinçli yaptığımı söyleyemeyeceğim. Nitekim 4.tercihim olan Galatasaray İşletme’ye yerleştim. Boğaziçi’ni kazanamadığımı öğrendiğim gün gelecekle ilgili birçok hevesim kırılmıştı. Çünkü az öncede yazdığım gibi ben Galatasaray’ı kazanmamıştım, ben Boğaziçi’ni kaybetmiştim.
İnkâr ve Karar vermek:
Galatasaray Üniversitesinde 1 senemi geçirdim ve bu da hazırlık senesiydi. Okulda ben dâhil birçok insan Boğaziçi’ni kazanmayı beklerken kendini Galatasaray’da bulmuştu ve bunu insanlarla konuşmak beni daha da kötü hissettiriyordu. Sonra kabullenmeyi denedim. Her işte bir hayır vardır diyerek hayatıma, okuluma devam etmeye çalıştım ve bunu yapabilmek için bir süre Boğaziçi’ni aklımdan çıkardım. Sanki öyle bir okul yokmuş gibi davrandım. Hatta bir süre işe yaradığını bile söyleyebilirim. Gel gelelim, zaman geçti ve ben hiç mutlu değildim. İçinde olduğum hayat bana ait değildi sanki. Etrafımdaki insanlar, gün içinde yaptığım şeyler, gittiğim yerler… Ben mutlu değildim ve bir gün hiç düşünmeden bir şey yaptım. Okuldan çıktım, otobüse bindim ve Boğaziçi’ne geldim. Kampüse indim, çimlere oturdum ve sonunda evimdeydim. O gün karar verdim evime kavuşmaya.
Araştırmak, İkna Etmek, İşe Koyulmak:
Yatay geçiş kararımdan sonra yaptığım ilk şey “Merkezi Yatay Geçişi” araştırmak oldu. Nedir, nasıl yapılır gibi soruların cevabını bulmak için gerçekten çaba harcadım. Ulaştığım sonuçlardan sonra hangi bölüme geçeceğime bir karar vermem gerekiyordu. Başvuru yapacağım bölüm en basit tanımıyla şu şekilde olmalıydı: Puanım zaten yetiyordu ama ben tercih etmedim. Bu şekilde bakıldığında başvuru yapabileceğim bölümler sosyoloji, felsefe, uluslararası ticaret veya yönetim bilişim sistemleriydi. Doğruyu söylemek gerekirse geçiş yapmayı düşündüğüm ilk bölüm sosyoloji oldu. Bunun sebebi, sıralamasının diğer bölümlerden yüksek olması ve uluslararası ticaretin Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu adı altında bir bölüm olmasının gözümü korkutmasıydı. Fakat ben gerçekten sosyoloji okumak istiyor muydum? Sırf Boğaziçi’nde olmak için istemediğim bir bölüm okuyarak kendime eziyet etmek ne kadar doğruydu?
Ve bu şekilde uluslararası ticaret bölümünü araştırmaya başladım. Yaptığım ilk iş bölümle ilgili internetten bulabileceğim her şeyi bulmak oldu. Ders içeriklerini İşletme ve Ekonomi gibi bölümlerinin dersleriyle karşılaştırdım. Artısını eksisini her şeyini öğrenmeye çabaladım. Son olarak da bu bölümün mezunlarını buldum. İlerde yapmak isteyebileceğim işler yapan insanlarla iletişime geçtim. Buluştum, konuştum ve kendimi ikna ettim. Bundan sonra da sıra ailemi ikna etmeye geldi tabi. Bu kararımı aileme kabul ettirmek başlarda biraz zor olsa da benim kararlılığımı görmek ve mutlu olacağıma inanmak beni desteklemelerini sağladı.
Yatay Geçiş Süreci:
Geçiş için başvurular yazın başlayacaktı ve ben hala Galatasaray’da okumaya devam ediyordum. Geçişi başarabileceğimin garantisi yoktu çünkü bu geçiş belirli kontenjanlar dâhilinde gerçekleşiyordu. Galatasaray’da derslerime çalışmayı bırakmadım. Sonuçta 1 senemi vermiştim ve yabancı dil öğrenmenin bana çok büyük fayda sağlayacağını biliyordum. Hazırlığı geçtim ve içim rahat bir şekilde Galatasaray’daki 1 senelik maceramı Fransızcayı cebime koyarak tamamlamış oldum. Başvuru prosedürleri, tarihleri, açılan kontenjanlar zaman zaman okuldan okula değişiklik gösterebiliyor ve Boğaziçi’nin kendi prosedürlerinden dolayı benim geçişimi onaylamasını beklemek biraz stresliydi. 2 Eylül 2019 tarihinde yatay geçiş sonuçları açıklandı ve ben artık evimdeydim.
Şimdi Ne Yapıyorum?
2019 Eylül ayından beri Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü öğrencisiyim. Bu sene İngilizce hazırlık okuyorum. Okulun her kapısından girdiğimde kendime teşekkür ediyorum. İyi ki evime gelmişim, iyi ki böyle olması gerekiyormuş, deyip hayatımı o şekilde kabul etmemişim. Dolabımdan çıkarttığım o haritayı geri astığım gün benim yeni ve gerçekten benim olan hayatımın ilk günüydü.
İyi dilekler
Umarım yazımı okuyan herkese dokunabilmişimdir. Sizden ufak bir ricam, bu hayat sizin… O hayatı geçirmek istemediğiniz, evde hissetmediğiniz bir yerde harcamanıza kimsenin sebep olmasına izin vermeyin. Cesur olun, araştırın ve sağlam adımlar atın. Sağlıcakla kalın.